Özgür Özel: Meclis tasarruf genelgesi dışında değil

CHP Genel Başkanı Özel, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. Özel, Soma maden kazasının 10’uncu yılı nedeniyle dün Soma’da bulunduklarını belirterek, “Öncelikle maden faciası sırasında hayatını kaybeden 301 arkadaşımıza, şehidimize daha sonra da onların haklarını ararken hayatını kaybeden 2 şehidimize ve 301 şehidimize; 303 şehidimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Ailelerine, arkadaşlarına, Soma’ya ve Türkiye işçi sınıfına bir kez daha baş sağlığı dileklerimi iletiyorum. Soma’da facia olduğunda, 301 kişi hayatını kaybettiğinde Türkiye’de hayat durdu. Sadece Türkiye’nin medya mensupları değil, dünyanın bütün televizyonları ilk bir hafta eksiksiz, neredeyse bir aya yakın Soma’nın tepelerinden ana haber sundular, canlı bağlantılar yaptılar, haberler geçtiler. Bütün dünyada, son dakikaydı. Türkiye’de herkesin kanını dondurdu. 301 kişi birden hayatını kaybetti ve dün haber bültenlerinde izlediğiniz o 10 yıl önceki görüntüler, anneleri yaralı sansın diye ağzında oksijen maskesi ile çıkarılıp soğuk hava depolarına taşınan ve orada yüzü gözü silindikten sonra fotoğraflarından teşhis ettirilen, teşhis edenin bayıldığı, teşhis etmeyenin bir umut sevindiği acı 4 günü orada hep birlikte yaşadık. ‘Unutursak yüreğimiz kurusun’ dedik. İlk duruşmada 4 kilometre kuyruk, kapıda 10 bin kişi vardı. Salon 400 kişiydi. Her aileden 1 kişi alındı. Son duruşmada salonda 200 kişiydik. CHP kurumsal olarak hiç yalnız bırakmadı orayı. Çeşitli siyasi partiler ilk gün vardı, son gün bazıları vardı. Orada salonun 87 duruşmada yaşadığı yavaş yavaş artan ilgisizlik, medyanın büyük oranda kayıtsızlığı, ilk gün muhalefet partisiyken orada bulunan MHP’nin milletvekillerinin, yöneticilerinin sanki Saray ile ittifak yapınca sorumlular değişmiş gibi adeta kamuoyunda taraf değiştirmeleri, ilgisizlikleri hiçbirimizin gözünden kaçmadı” diye konuştu.

‘SOMA’DAN BUGÜNE, İKİ SOMA DAHA OLDU’

Soma’daki kazanın ardından bugüne kadar 649 madencinin daha hayatını kaybettiğini aktaran Özel, “Yani Soma’dan bugüne iki Soma daha oldu; ama kimsenin haberi olmadı. Mesaj Türkiye işçi sınıfınadır. Yargıya hakim, medyaya hakim sermaye size, ‘Örgütlenin’ diyor. Bütün emekçileri sendikalara üye olmaya, mücadele sendikalarına üye olmaya bir kez daha davet ediyoruz. Soma’dan 6 ay önce, ‘Soma madenlerinden kötü kokular, kötü duyumlar geliyor araştıralım’ diye önerge vermiştik. 20 gün kala Meclis’te görüşebilmiştik. AKP oylarıyla reddedilmişti. Kazadan 20 gün sonra komisyon kurdular, gittik beraber çalıştık. 1250 sayfalık bir rapor, bunun 880 sayfasında CHP, AKP, MHP, bugünkü DEM ortaklaştı. CHP bu rapora 250 sayfalık farklı görüş, öneri yazdı. Partimiz bu konuda bir taslak daha hazırladı. Paydaşların, işçi sendikalarının, işçi örgütlerinin ve tüm siyasi partilerin görüşüne sunacağız. Önümüzdeki günlerde bunu tüm paydaşlarla çalışıp Meclis’e getireceğiz” ifadelerini kullandı.

‘MECLİS TASARRUF GENELGESİ DIŞINDA DEĞİL’

Özel, dün açıklanan ‘Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi’ ile ilgili şu değerlendirmede bulundu:

“8’inci büyük, 2 ara dönemde yapılanla birlikte 10’uncu tasarruf genelgesiydi. Bu genelgenin bugüne kadarkilerden bir farkı var. Olumlu farkı, o da Saray’ın, Cumhurbaşkanlığı harcamalarının genelge dışında tutulmamış olması. Ama pratikte neler oluyor; en yakından takip edeceğiz ve paylaşacağız. Sadece Meclis dışarıda tutulmuş bu konuda. Gayet normal tutulması. Bu, ‘Meclis israf etsin’ demek değil. Yürütmenin başının Meclis’e talimat vermemesi gerekir. Vermesi hadsizlik olur. Bu konuda Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’a çağrıda bulunuyorum. Bu hafta içinde TBMM Başkanlık Divanı’nı, bütün arkadaşlarımız var, olağanüstü toplantıya çağırsın. Meclis tasarruf genelgesi dışında değildir, Meclis’e ‘Tasarruf et’ deme yetkisi yürütmede değildir. Kendi genelgemizi hızla hazırlamalıyız. Yürütmenin ortaya koyduğundan çok daha kapsamlı bir tasarruf genelgesi için CHP olarak bütün gruplara ve Meclis Başkanı’na çağrıda bulunuyoruz. Başkanlık Divanı toplansın; millete ‘Kemer sık’ denilirken, milletin vekilleri tasarrufun dışında kalmasınlar.”

Tasarruf paketinde kamuya atamalara ilişkin hususlar bulunduğuna dikkat çeken Özel, “Genelgenin dikkat çeken bir tarafı, 3 yıl boyunca emekli olan kadar yeni personel istihdamı. Yani atanmayan öğretmene şunu söylüyor; ‘Bu sene 20 bin kişi emekli oldu, 20 bin; seneye 22 bin oldu 22 bin. Öyle benden 68 bin 84 bin atama beklemeyin’ diyor. Ayrıca dünya kadar işsiz var, onlara diyor ki; ‘Kusura bakmayın, ben kamu kaynaklarını korumalı mevduata verdim, 5’li çeteye verdim, yandaş müteahhitte verdim, israfa verdim. Sana diploma verdim; ama birazcık bekleyeceksin, 3 sene kamuda alım yok’ Biz buna kökten itiraz ediyoruz. Bakın Mehmet Şimşek’in açıkladığı rakam, toplamda 100 milyar TL (tasarruf) edecek. Her şey dediği gibi hayata geçerse, tam uyulursa. Bundan önce kimse uymadı bunların genelgelerine, başta kendileri. Merkez Bankası, geçen sene 800 milyar zarar etmiş, 3 yıllık tasarrufun 8 katı. Kur Korumalı Mevduat’a 1,2 trilyon vermişler, bu dediklerinin tam 12 katı. Kamu-özel iş birliği ödemelerine 6 yılda 222 milyar vermişler. Bundan sonraki 3 yıl 674 milyar verecekler, tasarrufun tam 6 katı. Bütçeden faize bu sene 1,3 trilyon ayırdılar, tasarrufun tam 13 katı” ifadelerini kullandı.

‘DAVAYI GÜÇLÜ BİR HEYET İLE TAKİP EDECEĞİZ’

Tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yargılandığı 6-8 Ekim olayları ile ilgili Kobani davasının bir sonraki duruşmasının perşembe günü görüleceğini aktaran Özel, “Partisinin eş genel başkanıyken Sayın Demirtaş’ı, sayın eş genel başkanları ve 108 siyasetçiyi aldılar. 18’ini içeride tutuyorlar. Kamuoyunun bildiği adıyla Kobani davası; ama esasen HDP’li, DEM’li siyasetçilerin siyasetten uzaklaştırılmasına, kayyuma bahane üretme ve kendilerine adil bir yargılama süreci yaşatılmaksızın suçladıkları ve kamuoyunda seçimlerin manipülasyonu için de algı yönetimine başvurulmuş bir dava. Bu dava perşembe günü görülecek. Bir önceki davayı 4 kişilik bir heyetle takip ettik. Bu davayı da güçlü bir heyetle takip edeceğiz. Bu davadan adalete uygun bir karar çıkmasını bekliyoruz. Davaya ilişkin 159 aydının imzaladığı bildiride vurgulanan, yargının siyasi otoritenin emrinden çıkması beklentisinin, Türkiye’deki her siyasi görüşten yurttaşımızın temennisi olarak iletildiğini biliyorum. Hukuka uyulması temennimizdir. Evrensel hukuk kurallarına uygun bir yargılama yapılmadı; ama kararın hiç olmazsa öyle kurulması, Anayasa bağlayıcılığı, AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) kararlarının bağlayıcılığının göz önüne alınmasını ümit ediyoruz. Perşembe günü o davada da, bu siyasi davada da adalet bekliyoruz” diye konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir