Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Okan Hançer, İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya gibi büyük metropol şehirlerde son yıllarda hem yurt içi hem yurt dışı yoğun talep nedeniyle “obez”büyümeyle karşı karşıya kalındığını anlattı.
Kontrolsüz obez büyümenin kentlerde altyapı, trafik, çevre gibi birçok sorunu da beraberinde getirdiğini belirten Hançer, metropol kentlerde konut arzı sıkıntısı yaşandığına dikkati çekti.
Konut arzı sıkıntısı nedeniyle büyük metrekareli 4+1 ya da 3+1 ev modellerinin konut talebini karşılayamadığını belirten Hançer, Japonya’da uygulanan, daha fazla konut inşa edilebilen 1+1 tipi ev modellerine dönüşebileceğini vurguladı.
OBEZ ŞEHİRLERDE KONUTA ERİŞİM PROBLEMİ BÜYÜYOR
Hançer, metropol şehirlerde yoğun talep nedeniyle altyapının yanı sıra, barınma sorunlarıyla çok sık karşılaştıklarını ifade etti.
Hançer, “Barınma sorunu bazı inşaat maliyetlerindeki artış, konut üretimindeki arz- talep dengesi ve arsa maliyetlerindeki artışla birlikte vatandaşın konuta erişiminde finansal anlamda ciddi sıkıntılar ortaya çıkardı. Barınma krizi dediğimiz konuta erişim anlamında ciddi problemler görmekteyiz.” dedi.
KÜÇÜK EVLER ÜRETİLİYOR
Finansal anlamda konuta erişim problemleri ortaya çıktıkça konut üreticilerinin daha küçük daireler yaptığını belirten Hançer, “Metropol şehirlerde daha küçük daireler üretildiğini görmekteyiz. Bu da konutta dönüşüme sebep olmaktadır. Bu illere baktığımızdaysa eskiye oranla daha çok 3+1 ya da 4+1, 150 veya 160 metrekare dairelerin çok fazla üretilmediğini görüyoruz. Japon tipi 1+1 evlerin üretildiğini, tercih edildiğini görüyoruz.” diye konuştu.
“3+1, 4+1 EVLERE ULAŞMAK HAYAL OLDU”
Hançer, şöyle devam etti:
“Eskiden 3+1, 4+1 gördüğümüz evlere ulaşmak hayal oldu. Önümüzdeki günlerde daire metrekareleri ve tercihler daha da küçülecek. Bununla ilgili tedbirler alınmazsa konuta erişim de hayal olacak. Bununla birlikte artık 1+1 evler, hatta odaların, kanepelerin kiralanması ya da satılması şeklinde modeller önümüzdeki yıllarda ortaya çıkabilir. Şimdiden öngörü olarak söyleyebiliriz. Bu durumları yaşamamak için özellikle konut finansmanında ve konuta erişimde radikal tedbirler alınması gerekiyor.”
